“Bu nedir?” derken kendinizi bir belayla yüzyüze bulabilirsiniz. Lale motifleriyle süslenmiş giriş yazısında Japonca “Kashiwazaki, Türk Kültür Kasabası” yazıyor. Nedir burası? Bunun için önce “Tematik Park” kavramını anlamamız gerekli. Tıpkı Disneyland gibi çeşitli kültürleri tanıtan tematik parklar, dünyanın kimi yörelerinde vardır. Hongkong’da, Çin’de, Şenşen’de ve Guillin’dekileri görmüştüm. Amerika’da da var. Japonya’da bir şirket çeşitli tematik parklar kurmuş. Bunlardan bir tanesi de “Türk Kültür Kasabası”. Türkiye’nin büyüleyici ve engin kültür mirası ile fevkalade ürünlerini Japon halkına tanıtmaya kararlı olarak inşa edilmiştir.
Parka bir yokuş çıkarak varıyorsunuz. Sizi mavi renkte bir Selçuk kümbet mimarisi ile taçlanmış iki bina karşılıyor. Ortada minareli bir meydan. İlki dünya sıralamasında ilk üç arasında yer alan Türk mutfağını ününe yakışır bir biçimde, Japonya’da şimdiye dek hiç olmayan 250 kişilik bir restoran olarak geleneksel Türk konukseverliği ile kapılarını açıyor.
Onu izleyen bir kapalıçarşı var. Ülkemizi ziyaret eden turistleri şaşkına çeviren kapalıçarşı atmosferi büyük bir yapı içinde kurulmuş. Birçok Türk ürünü, geleneksel el sanatları, çayhane, insanın kendini Türkiye’de hissetmesini sağlayacak denli hoş bir atmosferde sergileniyor.
Meydandaki orta bölüm kültürünün iyi anlatılması için folklorik gösterilere ayrılmış. Geleneksel halk oyunları, gelen her ziyaretçi için coşkuyla sergileniyor. Meydanda aniden ortaya çıkan zeybekler, arkasından göz kamaştırıcı birçok halk dansı ustaca izlenebiliyor.
Biraz ileride müze binası var. Türk Kültür Kasabası’nın açılışından itibaren “Yeşil Müze”, Koç’un “Sadberk Hanım Müzesi”nden, Yapı Kredi’nin “Sikkeler” koleksiyonuna dek önemli kültür objelerinin koleksiyonlarını Japonlar’a tanıtmış.
Onu izleyen bir kapalıçarşı var. Ülkemizi ziyaret eden turistleri şaşkına çeviren kapalıçarşı atmosferi büyük bir yapı içinde kurulmuş. Birçok Türk ürünü, geleneksel el sanatları, çayhane, insanın kendini Türkiye’de hissetmesini sağlayacak denli hoş bir atmosferde sergileniyor.
Meydandaki orta bölüm kültürünün iyi anlatılması için folklorik gösterilere ayrılmış. Geleneksel halk oyunları, gelen her ziyaretçi için coşkuyla sergileniyor. Meydanda aniden ortaya çıkan zeybekler, arkasından göz kamaştırıcı birçok halk dansı ustaca izlenebiliyor.
Biraz ileride müze binası var. Türk Kültür Kasabası’nın açılışından itibaren “Yeşil Müze”, Koç’un “Sadberk Hanım Müzesi”nden, Yapı Kredi’nin “Sikkeler” koleksiyonuna dek önemli kültür objelerinin koleksiyonlarını Japonlar’a tanıtmış.
Birinci bölüm diye adlandırılan tesis grubunun ilerisindeki alçak tepede bir Afrodit heykeli yer alıyor. Japonlar ona adak olarak kendi kültür anlayışları çerçevesinde mavi kurdelelerle donatmışlar. Tepeden aşağıya kıvrıldığınız zaman ikinci bölüm önünüze seriliyor. Kubbe altı denilen bir yapı. İçi birçok etkinliklerle zenginleşmiş. Ebru sanatçıları Japonlar’a ebru öğretiyor. Tanıtıcı standlar, başta Türk Hava Yolları, Türk Musikisi, Literatür, birçok şey gözler önünde. Tepeden aşağıya baktığınızda bir Anfithearte’dan sonra yol kenarından gördüğünüz Truva Atı tüm alana hakim. İçine girip üstüne çıktığınız zaman, kendinizi Truva kentine gizlice giren askerlerle özleştiriyorsunuz. Heykelli yolun başında İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde bulunan dünya şaheseri Büyük İskender’in lahti birebir olarak yapılmış ve bir mozalenin içine konmuş. Japonlar orada dünya tarihinin, Asya’nın kaderini değiştiren Makedonyalı İskender’i tanıyor. Sağ tarafta ilerde Nuh’un Gemisi göze çarpıyor. Sanki Hz. Nuh tarafından inşa edilmiş, içinde her çeşit hayvanla yolculuğa hazır gibi. İçine girenler bizim Van kedisinden başlayarak Türkiye’yi çeşitli yayınlarla, objelerle tanımaya çalışıyorlar.
Tüm bölümün ortasında bronzdan dökülmüş büyük Atatürk heykeli atın üstünde batıyı gösteriyor. Japonlar Kashiwazaki’de bir Türkiye kurmuş. Her gün Japon halkına sanki Dışişleri Bakanlığı veya Turizm ve Kültür bakanlığımızın bir eri gibi Türkiye’yi tanıtmak için çırpınıyorlar. Buraya gelen yüz binlerce Japon, kendilerinden çok uzakta bir ülke olan ama onlar gibi batılaşma yönünde büyük mesafeler alan kardeş ülkenin, Türk kültürüyle tanışıyorlar.
Yazan ve fotoğraflar: GÜLTEKİN ÇİZGEN
Malesef bu güzel köy, 2006 yılında ziyaretçi yetersizliği ve maliyetlerinden dolayı satılmıştır. Bence yapılan hata, yer seçimidir. Tokyo ya da Osaka’ya yakın bir merkezde gerçekleştirilebilseymiş, belki daha fazla ilgi çekecek ve satılmak zorunda kalınılmayacaktı. Umarım büyükelçiliğimiz Türk Kültürünün Japonya’da tanıtımı konusunda yeni ve kalıcı projeler geliştirir.
Normal Kendimizi tanıtmaktan aciziz.Bilmeyenimiz yok dimii.Ab kapısında dilenci olmak daha kolay neyi biliyoruz ki yazık.
şu an hayretler içindeyim walla çok şaşırdım. ben böyle güzel şeylere sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum…
harika ya şuraya bakarmısın biz kendi ülkemizde ki değerlere sahip çıkmazken ,değer bilmezken insanların bizim kültürümüz yaşatması ne kadar güzel ve ne kadar üzücü…yazık biz daha amerika nın peşinden gidelim kendi kıymetimiz bilmiyoruz
Japon ların Türk Milleti ile Akrabalığı yadsınamaz.Sanırım biz Anadolu da yaşayan ve zamanla AB milletine dönüşen Türk Milletinin Tarihine de Tarihsel bağlarımız çok derin yerlerde olan Kardeşlerimiz sahip çıkıyorlar.Allah Razı olsun buralar ve bizler kayboldukmu artık torunlarımız gider oralarda dedelerimiz buymuş diye incelerler artık:)
Bizim sahip cikmadigimiz degerlere baskalari sahip cikiyor,, devler antik yunan kültürüne, hititlere agirlik vermektense,, keske kendi öz kültürümüzü yansitici yasatici eserler verebilse, yada olani korusa keske,, Klasik müzik yerine niye Halk müzigi olmasin,, zaten bir halk müzikleri bide yemek kültürü sapasaglam ayakta
Ben hep yazılarımda politikacıların ve devlet büyüklerinin acizliğinden yakınırım.Gerçektende nekadar haklı olduğumu bir kez daha gösteriyor bu tablo.Herneyse, Japon kültürü ile var bir akrabalık(ırksal olarak değil) ama bu iki kültürü paylaşmak lazım.Reklamlar, tanıtım gezileri vs. düzenlemek lazım.Ama nerede?
Bu arada Sayın Soreja galiba sizin atalarınız Orta Asya’dan geliyor.Onun içindir ki bu topraklarda yaşamış eski medeniyetlere, tarihlerine ve sanatlarına karşı çıkyorsunuz.Bu çok büyük bir yanlış.Bu Ülkedeki insanların atalarının ne kadarı Orta Asya’yadan geliyorsa bi okadarı da Anadolu’dan geliyor.Bunu inkar etmek mantıksızlıktır.
Ayrımcılığa ve Irkçılağa HAYIR lütfen.
Sevgiler ve Saygılar
Japonya’da böyle bizim kültürümüzü tanıtan bir kasaba olması gerçekten çok güzel.Bizim ülkemizde de böyle kültür kasabaları olsa keşke…Ama yine de bu kadar karamsar düşünmeyelim lütfen, kültürümüze sahip çıkmayışımızdan yakınıyoruz, devlet büyüklerine tepki gösteriyoruz…ama aslında biz de pek birşey yapmıyoruz, arkadaşlar kültürlerin ölmemesi için çaba gösterelim. Kültürler ölmesin derken eskiye takılı kalıp yaşamaktan bahsetmiyorum, sadece yerleşik değerlere sahip çıkalım..çünkü yaşamın zenginlikleri bunlar, renkleri…
Sevgili sakura sorejaya söylediklerin konusunda sana katılıyorum, sevgili soreja yanlış anlama ayrımcılık ya da ırkçılık yaptığını düşünmüyorum elbette ama Anadolu’daki diğer kültürlere sahip çıkılmasına kızmana anlam veremiyorum sadece…sadece bizim kültürümüz değil, tüm kültürler yaşasın ve şu düşünceni de çok yanlış buldum: > demişsin, evet halk müziğimiz çok önemli elbette ama örneğin ben klasik müziği çok seven biriyim.Bunca güzellikler ortaya çıkarmış klasik müzik sanatçılarından yararlanmamak, onların güzel bestelerinden mahrum olmak değildir kültürüne sahip çıkmak…lütfen kültürümüze sahip çıkarken, diğer kültürlerden etkilendiğimizde ona ihanet etmiş olduğumuzu düşünmeyelim…güzel olan her şey bizler için…
ben hiç japonya ya gitmedim fakat türkler le japonlar arasında bir bağ olduğuna hep inanmışımdır. şimdi bu fotoğrafları gördüğümde inanın çok etkilendim. kapatılmış olması çok üzücü
merakım satıldıktan sonra burayı tekrar kurma adına bir şeyler yapışıp yapılmadığı.Bu konuda bilgilendirme yapabilecek biri var mı acaba?
nigdede de japon kasabası yapılacakmıs orası ilgi gorurmu sizce
Sevgili kardeşler ben bu siteye yeni kayıt oldum çünkü japon külütürünü hep beni çekmiştir ve Japonlarla Türlerin arasında büyük boşluk olmadığına inandım çünkü bakıyorumda külütürlerimizin onların kültürüyle benzeştiği yerler var herneyse…bu konu başlığını okuduğumda çok etkilendim hatta ağlıyasım geldi biraz daha duygulansaydım göz yaşlarımı tuta mıyacaktım çünkü bakıyorum kimse kültürümüzü düzgün önem vermiyor Türkiyede ve bakıyorum her kez saçlarını punkçı gibi yok ne deyim batıya özemmiş sanki türk kültürüyle batı külüründen kopucakmış gibi bu arada tabikide yabancı müzik dinliyebilir ama onlara özenmek olmaz birazcık Türkü gibi şeyler dinlese ben Türkü hastasıyım 😀 lafın kısası ”Kendi giysimizi kendimiz değilde başkası bize giydiriyor.”
walla guzel su japonlara olan saygım ve sevgim bir kere daha arttı be!japonlar iyi insanlardır…