Tokyo’dan Shinkansen hızlı treni ile 3 saat ya da uçakla 1 saat uzaklıktaki Osaka, Japonya’nın üçüncü en büyük şehri olup batı Japonya’nın ticaret ve sanayi merkezidir. Osaka Körfezi’ne dökülen Yodo Nehri’nin ağzında yer alan Osaka, şehrin zenginliğinde büyük rol oynayan kalabalık sokaklarının altında kesişen bir kanal ağına sahiptir.
Bunraku kukla tiyatrosunun doğduğu yer olması, geleneksel dokudaki bu şehir için bir övünç kaynağıdır. En yeni trendlerin çıkış merkezi olan Osaka Körfezi bölgesi, mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biridir. Hollywood’dan esinlenilen bir eğlence parkı olan Universal Studios Japan’ın Mart 2001 tarihinde açılmasıyla bölgede bulunan ilgi çekici yerlere bir yenisi eklenmiştir.
Mutlaka görülmesi gereken yerlerden bir diğeri de 1586 yılında Toyotomi Hideyoshi tarafından inşa edilen ve Japonya’nın bir zamanlar en büyük kalesi olan Osaka Kalesi’dir. Orijinalinin birebir kopyası olan bu beş katlı kalede, Toyotomi hanedanına ve eski Osaka’ya ait bir çok sanat eseri ve belge bulunur.
Yodo Nehri’nin birbirinden ayrılan kolları arasındaki küçük bir deltada yer alan Nakanoshima’da idari iş merkezleri yer alır. Bölgenin sonunda, ünlü bir bilgin olan Michizane Sugawara’ya ithaf edilmiş Temman-gu Mabedi yükselir. Hemen yanında, mabede ibadet veya ziyaret amacıyla gelenlerin yemek yiyebileceği yerlerin sıralandığı Tenjinbashi Alışveriş Sokağı yer alır. Çarşıda yapacağınız küçük bir gezi, yerel halkın günlük yaşamı hakkında fikir edinmenizi sağlayacaktır.
Eğlenmek ve alışveriş yapmak istiyorsanız, Umeda ve Namba semtlerine mutlaka uğrayın. Umeda istasyonunun çevresinde yoğunlaşmış olan Umeda’da, ziyaretçilerin ve alışverişi sevenlerin uğrak yeri olan modern yer altı çarşıları mevcuttur. “Kuidaore” (sofra zevkleri konusunda fazlasıyla keyfine düşkün olma) ile nam salmış Osaka, gerçekten de gurmelerin damak zevkine hitap eder. Sayısız lezzetin arasında, “Yakiniku” (ızgara et), “fugu-nabe” (kirpibalığı güveci), “kushi-katsu” (şişe takılarak bol yağda kızartılmış domuz ve soğan), “sushi” ve “tako-yaki” (içinde bir parça haşlanmış ahtapot bulunan kızarmış hamur) gibi gözde Osaka yemeklerini denemeden geçmeyin.
Osaka’dan trenle 30 dakika uzaklıktaki Kobe, 1868 yılında başlayan Meiji Restorasyonu’ndan bu yana hızlı bir şekilde gelişen önemli bir limandır. Tepeler üzerine kurulmuş Kobe’de, şehrin zemini niteliğindeki Rokko tepesine uzanan pek çok dar patika ve geçit bulunur. Yokohama gibi, Japonya’nın önemli limanlarından biri olan Kobe, gezmek için ideal, büyüleyici bir gümrük yerleşim alanına ev sahipliği yapar.
108 m. yüksekliğindeki Kobe Limanı Kulesi, geceleri hoş bir şekilde ışıklandırılır. Yol boyunca, yeni gelişmekte olan bir liman bölgesi konumundaki Kobe Harborland (liman bölgesi) uzanır. Bu muhteşem liman şehrinin dillere destan gece manzarasını izleyebilmek için ziyaretçiler şehre akın eder.
Batı Japonya’daki bir başka ilgi odağı da Himeji Şehrinde yer alır. Himeji Kalesi, ülkede bulunan en güzel kalelerden bir tanesidir. Kale, kireçtaşı ile sıvalı duvarları boyunca ilerleyen dolambaçlı patikaları ve ulusal hazine olarak koruma altında bulunan orijinal binaları ile asla atlanmaması gereken bir yerdir.
Farklı ve unutulmaz bir deneyim için, Osaka’dan trenle 2 saat uzaklıkta yer alan Koya Dağı’nın zirvesindeki manastırda bir gece geçirin. 816 yılında Kobo Daishi tarafından inşa edilen ve Budizm’in Shingon mezhebinin en önemli üssü olan manastır, 120 adet tapınaktan oluşur. Bu tapınaklardan 53’ünde, konaklama imkanı ve makul fiyatlara vejetaryen yemekleri bulmak mümkündür. Manastırı yılda 1 milyon hacı ziyaret eder.
UNESCO tarafından ilan edilen Dünya Mirası Alanları:
• Himeji Kalesi [Hyogo]
• Kii sıra dağlarındaki kutsal mekanlar ve hac yolları [Wakayama]