Dershane ve okulun beraber çalışması son zamanlarda nadir görülen bir olay olmaktan çıktı. Ancak, ders ücretini belediye ödediğinden, isteyen herkesin derse katılabilmesi normal bir olaydır.
Bu seferki dersler notları yüksek olan öğrencileri hedefliyor. Burada ödemesi gereken miktarın normal ders ücretlerinin yarısı olduğu söylenmekte, fakat haftada 3 defa olan Japonca ve matematik derslerinin aylık ücreti 18.000 Yen’dir ve cumartesi günlerindeki İngilizce dersi de buna eklendiğinde ailenin ödemesi gereken miktar 24.000 Yen’i buluyor.
İsteyen herkesin katılması söz konusu olmadığı gibi, ücretinde ucuz olduğu söylenemez. Eğitim Komisyonu bu tür kursların devlet okullarındaki eğitim eşitliği prensibinden uzaklaşmakta olduğu konusuna dikkat çekti.
Bunu nasıl yorumlamalıyız? Önce okulların bu konuda ne düşündüğünü öğrenelim.
Personel müdürlüğünden bir ortaokula müdür olarak atanan Kazuhiro Fujiwara Bey, bu tarz müdürlerin ilk örneklerindendir. Veliler ve yerel halktan oluşan yerel yönetimi kurarak gönüllülerden de destek alıp cumartesi derslerine yoğunlaşmış, iyi durumda olmayan çocukların notlarını yükseltmeye çaba göstermişti.
Şimdi ise dersleri iyi olan çocukların notlarını daha da yükseltmeyi hedefliyor. Okulda her dersi ideal bir şekilde öğretmek mümkün olmadığı için dershanelerle işbirliğine gidiyorlar. Ders ücretleri yarıya indirildiği için, öğrencilerin çoğu dershaneye devam edebiliyor. Müdür bey, ailelerin gelir durumuna paralel olarak öğrencilerin notlarında iyileşme olacağını iddia etmekte.
Devlet ortaokullarına özel okullardan farklı olarak çok değişik kesimlerden çocuklar gelmekte dolayısıyla başarı dereceleri de çok farklı. Bir yandan başarısız öğrencilere ek ders verirken, öte yandan başarılı öğrencilerin notlarını iyileştirme çabaları büyük takdir görüyor.
Ancak burada çok önemli bir konu varsa oda çok yüksek miktarlara ulaşan ders ücretleridir. Maddi imkansızlıklar yüzünden dershaneye devam edemeyen çocukların, ücretlerin yarıya düşürülmesi ile birlikte dershaneye devamları mümkün olmuştur. Ancak, aralarında bu yarı ücreti dahi ödeyemeyecek durumda olduğundan dolayı dershaneye devam edemeyen öğrencilerin olduğu da muhakkak. Bu yüzden, bu yeni durumun devlet okullarındaki başarılı ve başarısız öğrenciler arasındaki farkı yeniden açacağı endişesi de mevcut.
Ailelerin maddi durumundan dolayı akşam kurslarına dahi gidemeyen çocuklar için bir şeyler yapmak gerekiyor. Bu tür bir pilot uygulama kuşkusuz çok faydalı. Fakat, aynı zamanda ailelerin maddi yükünü azaltacak yeni yöntemler de bulmak gerekiyor.
Bununla birlikte, uygulamadaki okul-dershane işbirliği günümüz devlet okullarındaki eğitim ortamının zayıflığını ve yetersizliğini gözler önüne seriyor.
Artık günümüzde ilkokul öğrencilerinin %40’ı, ortaokul öğrencilerinin %60’ı dershaneye devam ediyor. Bu durum okuldaki derslerin yetersizliğini gösteriyor.
Aslında, her okulun hedefi dershaneden destek almadan başarıyı arttırarak öğrencilerin düşünme kapasitelerini geliştirmek olmalı. Ancak, gerçek hayatta bunu sağlamak zor olduğundan dolayı, dershanelerden destek alınmakta ve böyle bir pilot uygulamaya başvurulmaktadır.
Acaba bu durum okul ve öğretmenleri olumlu yönde etkileyerek yeniden yapılanmalarına yardımcı olabilir mi? Yoksa, bütün devlet okullarının yerini dershaneler mi alır?
Bu konuyu da göz önünde bulundurmak lazım.
Çeviri: Sinem Uygun
Kaynak :