Doğum yerinizi ve tarihini öğrenebilir miyiz?
Tokyo, 1953
Öğreniminiz hakkında bilgi verir misiniz?
Kokugakuin Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Çin Edebiyatı Bölümü mezunuyum. Japonca öğretmeni olmak için çeşitli seminerlere gittim. Japonya’nın sistemi Türkiye’den farklı, edebiyat okuyan öğretmenlik diploması alabiliyor. Ben de seminerlere katıldım ve yabancılara Japonca öğretmenliği diplomamı aldım.
Türkiye’ye ilk defa ne zaman geldiniz?
1979 aralık ayında turist gibi geldim. Eşimle evlenmeyi düşünüyordum, annem ile 3 haftalığına geldim. Eşimin ailesi onlarda kalmamızı istediler-Türk usulü- o yüzden otelde kalamadım. Türkçe çok az biliyordum., rahmenli babaımz da sürekli Atatürk hakkında konuşuyordu. Ben sadece Atatürk dediğinde anlıyordum. Ben “evet, evet” dededikçe anlatıyordu, bir taraftan annem Türkçe bilmediği için bana sorup duruyordu ne konuşulduğunu. Tam bir kabustu.
Türkiye’nin size ilk etkileri nasıl oldu?
Geldiğim yıllar 1979-80. Türkiye’nin en kötü durumda olduğu zamanlar. Bir yandan terör var, bir yandan ekonomi çok kötüydü. Bir gün Beşiktaş’da kayınvalidemlerde kalırken bir patlama oldu. Beşiştaş anarşizm yuvası o zaman. Ne oldu, lastik mi patladı, diye merak ederken bomba atıldığını öğrendik. Kaçmak istedim, ne biçim ülke bu dedim. eşim daha çok kaçmak istiyordu.
Eşinizle nasıl tanıştınız?
Eşim Japan International Corporation Agency tarafından gemi mühendisi olarak Japonya’ya davet edilmiş. Seminer, staj derken Japonya’da 20 ay kaldı. Japonca öğrenmek zorundaydı, ben de Japonca kursunun hocasıydım. Benim evimden kursa 2 saatte gidiliyordu. Hoca eksikliği olduğu için beni çağırdılar, gitmek zorundaydım. Her ün 2-3 saat ders için 4 saat yol gidiyordum. Kısmet böylece tanıştık ve kaderim değişti.
Boğaziçi’nde ne zaman ders vermeye başladınız?
1988’de Boğaziçi’nde ders vermeye başladım. Ondan önce 9*10 sene Türk-Japon Kadınları Dosluk ve Kültür Derneği’nde ders verdim.
İlk girdiğiniz ders nasıldı? İzlenimleriniz neler oldu?
Hiragana bile öğrenebilirler mi? Kanjiyi nasıl öğreteceğim diye korkuyordum. Başlarda Japonca’dan korkmasınlar diye ödev de vermiyordum. Bir Jp101 finalinde, iki öğrenci hiragananın Latin alfabesiyle okunuşlarını yazmışlar, ondan sonra ödev vermeye başladım. Boğaziçili öğrenciler çok yetenekli. Şimdi gerekeni yapıyorum, size layık ders vermeye çalışıyorum.
Boğaziçili öğrencilerle ilgili görüşleriniz nelerdir?
Çok yetenekliler. L demeden leblebiyi anlıyorlar.
Türk ve Japon öğrencileri karşılaştırsanız neler söylemek istersiniz?
Japon öğrencilere ders vermediğim için cevaplaması zor bir soru. İnsandan insana değişir demem gerek. Japon öğrenciler Türk öğrencilere nazaran maalesef daha bencil.
Genel olarak Türklerle ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Bu da zor bir soru. İnsandan insana değişir demem gerek. Dindar insan cahil insan demek istemiyorum ama sanki öyle oluyor. Yemek konusunda Türkler çok muhafazakar. Japon öğrenciler burada her şeyi yiyorlar. Görüntüsü tadı hoşlarına gitmese de ayıp olmasın diye yiyorlar ama Türkler öyle yapmıyorlar. Yemek konusunda muhafazakarlar maalesef. Çok ayıp ettikleri zamanlar oluyor.
Geldiğinizden beri Türkiye’de neler değişti?
Ekonomi herhalde iyiye gidiyor. Geldiğimde Türkiye en köyü zamanlarındaydı, dipteydi. Geldiğim zamanlarda gençler sokakta ancak elele dolaşırlardı. Şimdi ise sarmaş dolaş dolaşıyorlar. Yani köyü anlamda Avrupalılaştı Türkiye. Kıyafet, hal ve hareketler Avrupalılaştı ama içi yine aynı, muhafazakar. Avrupalılaşmak modernleşmek demek. Modern insan faklılıklara açık olur, hoşgörülü olur. Mesela Japon yemeğini, Kore yemeğini, Çin yemeğini deneme ister. Ama Türkler böyle düşünmüyor. Hala muhafazakarlar bu konuda.
Türkiye’de en çok sevdiğiniz yer ve en sevdiğiniz Türk yemeği nedir?
Maalesef çok gezemedim Türkiye’yi. Annem babam gelince turist gibi gezebiliyorum. O zaman da çok kısa kalıyoruz. Mesela Karadenizi hiç gezmedim. Bursa, Kapadokya, Konya gibi bilinen turistik yerlere gittim. İstanbul’da en sevdiğim yer ise Rumelihisarı. Tepeden bakınca manzarası cennet gibi.
En sevdiğim yemek ise sebze yemeklerinden zeytinyağlı lahana dolması. Et yemeklerinden ise kadınbudu köfte ve Adana kebabı.
Yapmaktan hoşlandığınız Türk yemekleri nelerdir?
Etli dolma, börek, günlük sebze ve et yemekleri güzel yaparım. Mantı yapamıyorum ama Kayseri çorbası yapabiliyorum.
Türkiye’de vazgeçemediğiniz neler var?
Bu aralar dizilere tutuldum. Pazartesi acı hayatı izliyorum. Kenan İmirzalıoğlu oynuyor. Onu çok beğeniyorum. Hem güzel rol yapıyor, hem de yakışıklı. Cuma da hatırla sevgiliyi izliyorum.
Japonya’yla ilgili en çok neyi özlüyorsunuz?
Hanamiyi yani sakura seyretmeyi çok özlüyorum. 28 senedir bu mevsimde Japonya’ya gidemiyorum. Emekli olduktan sonra doyasıya kalacağım.
Hangi sıklıkta japonya’ya gidiyorsunuz?
Bugünlerde senede 2 kere gitmeye başladım ama çocuklarımı büyütürken 6 sene gitmediğim oldu.
Boş vakitlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bazen spora gidiyorum. Yüzüyorum ve yürüyüş yapıyorum. Japonya’daki aileme, akrabalarıma, eski dostlarıma mail yazıyorum. Japonca kitaplar okuyorum.
Komisyonumuz hakkında neler düşünüyorsunuz?
Maşallah. Japon gibi çalışıyorsunuz.
Japonca öğrenmek isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Bana lütfen mail atmasınlar. Ofisimi bulsunlar. Email atmak yerine gelsinler yüz yüze konuşalım. Email atanlara cevap vermiyorum. Kimdir, nedir tanımıyorum. Emaille iletişim kurmaya alışamadım.
Eklemek istediğiniz şeyler var mı?
14 senedir Japonya’ya öğrenci gönderiyorum. 60 kişiyi aşmışım. Artık her sene 7 öğrenci gönderiyorum. Hedefim 5 sene sonra 100’ü bulmak. Japonya’ya giden öğrencilerin döndüklerinde Japon şirketlerinde çalışıp, Japoncalarını kullanabilecekleri bir işleri olsun istiyorum. Japonca öğretmekle kalmayıp, öğrencilerin hayatlarında etki bırakmak, onları yönlendirmek, koçluk yapmak istiyorum.
Bize vakit ayırdığı için ve komisyon aktivitelerinde bize yardımcı olduğu için değerli hocamız Mariko Erdoğan’a çok teşekkür ederiz.
Röportajı Yapanlar: Begün Berberoğlu, Derya Aslan
Boğaziçi Üniversitesi Türk-Japon Etkileşim Komisyonu Japon Haftası Bülteni 2. Sayı , Mayıs 2007
Sayin, Mariko hanim çok değerli bir japonca öğretmenidir. Buradan kendisine ve asistanı Yuki ye saygı ve selamlarımı iletiyorum. .
sayın mariko hoca bana bakanlığın sınavıyla 1996 yılında Japonca kokartı vermişti. yalnız sınav sözlü günü bana öğretmen ol deyip durmuştu. gerçekten de rehberliğin bana göre olmadığını anlayıp 2000 yılından beri izmir tömerde japonca öğretiyorum. hocama saygılar. ona ulaşıp teşekkürlerimi bildiremedim bir türlü.