Harcanan bütçe ve törenlerin ihtişamı bir yana Çin’in gerçek yüzü ortaya daha da çıktı izlenimi yaygındı.
Çiğ bir milliyetçilik gösterisine dönüştü herşey. Tüm harcanan para ve emek ortaya mükemmel bir sonuç çıkarsa da 20-30 yıllarda yaygınlaşan ve bizim de 19 Mayıslarda alabildiğine sürdürdüğümüz büyük gövde gösterilerinin son gelebileceği nokta gibi gözüktü. Çin bayrağını olabildiğine görkemle dalgalandırmaya çalışan askerler örneğin, olimpiyatların barış temasıyla oldukça zıttı.
Olimpiyat komitesinin nasıl Çinlilerin oldu bittiye getirdiği olaylara göz yumduğu hikayeleri vardı bugün gazetelerde. Tabii Çin-Japonya badminton maçında izleyicilerin “öldür-öldür” diye tezahurat yapmaları da kural tanımaz, centilmenlikle alakası olmayan Çinli gözü dönmüş kalabalık imajını pekiştirdi.
Birbirinin aynı mükemmel gülümseyişle sırıtan hostesler, hatta kapanış seremonisindeki ünlü şarkıcılar ve diğer ülkeleri “desteklemekle” görevlendirilen “gönüllü” izleyiciler de devlet planlamasının kuklalaştırdığı kalabalıkları iyi temsil ettiler.
Neyse şu anda Japonya-Çin değil, Çin-G. Kore olayı tırmanıyor: kapanıştaki haritada Japon Denizi, bu isimle gözüktü. Oysa Koreliler bu isimden nefret eder ve o denizin uluslarası platformda da “Doğu Denizi” olarak anılmasını ister. Şimdi onlar bu meseleye odaklanmış durumda.