Geçtiğimiz hafta yaşananlar
Japonya’da infial derecesinde endişe yaratan olaylardan basında en çok yer bulanlardan birisi 17 yaşındaki bir gencin annesini başını kestikten sonra bir poşet içerisinde polise teslim olmasıdır. Evde polisin yaptığı incelemede annenin başsız cesedi evdeki bir koltuk üzerinde bulunmuştur. Aynı gün pachinko denen eğlence merkezinde eğlenmeye giden bir çift, bir yaşındaki çocuklarını poşet içerisinde kullandıkları motosikletin bagajında bıraktıkları için boğularak ölmesine sebep olmuştur. Yine geçen hafta içerisinde, eski bir gangster, ayrıldığı eşini silah zoruyla rehin almış, kendilerine müdahale etmek isteyen polisi vurarak öldürmüştür. Bu, 2001 yılından bu yana görev başındaki bir polisin ilk kez öldürülmesi olduğu için de önem taşımaktadır.
Resmi Rakamlar Ne Söylüyor
Japonya geçtiğimiz hafta bu olaylarla sarsılırken, Ulusal Polis Teşkilatının verileri de Japonya’nın eskisi kadar sakin ve güvenli olmadığını göstermektedir. Her ne kadar, Avrupa ve Amerika ile karşılaştırıldığında göreceli olarak bir güvenlik durumu söz konusuysa da, Japonya’da artan suç oranları dikkat çekmiştir. UPT’nin verilerine göre 2005 yılında Japonya’da işlenen cinayet 1391 iken aynı rakam ABD’de 16692 olmuştur. Bu açıdan göreceli bir güvenlik varsa da 1996’da 1.81 milyon suç işlenmişken bu sayı 2005 yılında yüzde 25 artarak 2.27 milyona çıkmıştır. Bu konuda birçok yerel ve yabancı basında yazılar yazılmış ve sebepleri irdelenmeye çalışılmıştır.
Olayların yarattığı kaygı parlamentoya da ulaşmış, hükümeti oluşturan Liberal Demokrat Parti’nin (自由民主党) bir üyesi “Japon halkında bir kötüye gidiş, bozulma görüldüğünü; ahlaki değerlerdeki çürümenin engellenmesi” gerektiğini beyan etmiştir. Benzer bir tespit de Hyogo eyaletinde bulunan Kwansei Gakuin Üniversitesinden uzman Jun Ayukawa tarafından ortaya konmuştur. Ayukawa, “hızlı küreselleşmenin, geleneksel değerleri ve sosyal düzeni tahrip ettiğini, bunun da suç işleme oranını artırdığını” ifade etmektedir.