Nagoya, 2 milyonu aşan nüfusu ile Tokyo ve Osaka’dan sonra Japonya’nın en büyük üçüncü şehri. Sanırım Nagoya’yi 2005 yılında gerçekleştirilen AICHI EXPO 2005 fuarından hatırlayacaksınız. Nagoya aynı zamanda Toyota’nın ve Japon otomotiv sanayisinin merkez şehri. Tüm bunların yanında inşası 1999 yılında tamamlanan 410.000 m2’lik bir alan üzerinde faaliyet gösteren “dünyanın en büyük tren istasyonu” da Nagoya’da bulunuyor.
İki dev kuleden oluşan Nagoya istasyonu, (Japon Demiryolları), Meitetsu, Kintetsu olmak üzere biri kamu, ikisi özel üç demir yolu şirketinin şehirlerarası demiryolu terminallerine ev sahipliği yapıyor. Mariott International grubuna bağlı Associa Hotel ile Louis Vuitton, Diesel, Burberry, Polo gibi bir çok dünya markasına ev sahipliği yapan Japonya’nın en büyük alışveriş merkezi Takashimaya da bu kompleks içinde bulunuyor.
Bir tren garından çok, lüks bir alışveriş merkezi gibi görünen Nagoya istasyonunun mimarisi insanı anında büyülüyor. 1945 yılında yerle bir olmuş Hiroşima’nın savaş müzesini görmeye ise yüksek teknoloji harikası “Shinkansen” yani “mermi tren” ile gidiyoruz. Hızlı tren ve demiryolu ulaşımı sektöründe dünya lideri olan Japonya yaklaşık hızı saatte 300 kilometreye ulaşan shinkanseni ilk defa 1964 yılında hizmete sokmuş. Hiroşima-Nagoya arasındaki mesafe 417 kilometre. Nozomi yani “Umut” adi verilen Shinkansen bu mesafeyi 2 Saat 11 dakikada alıyor ve fiyatı tek yon gidiş olarak 13.000 Japon yeni, yada yaklaşık 119 dolar.
Trenin temizliği, hizmet kalitesi, sessizliği tek kelime ile uçak seyahatinden farksız. Seyahat boyunca bana eslik eden ve Japonya’da ulaşım ve sinyalizasyon konusunda uzmanlık yapan yakın bir dostum ile yol boyunca Türkiye’deki demiryolu ulaşımı ve son zamanlarda çokça gündemde olan Haydarpaşa Garı Projesi ve bu bağlamda kurulacak, beş yıldızlı otel, marina, alışveriş merkezi projeleri ve Ankara-Konya Hızlı Tren projesi üzerinde konuştuk.
Kendisi Japonların özellikle Türkiye’deki yerel belediyeler ile bu gibi projelere girmek istediklerini, proje finansmanı konusunda Japon bankalarının Türkiye’ye bu sıralar çok olumlu baktıklarından bahsetti. Özellikle Japon Başbakanı Sayın Koizumi’nin geçtiğimiz ocak ayı içinde Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaretten çok memnun kaldığı ve döndükten sonra is çevresine ısrarla Türkiye’yi anlattığı biliniyor. Hatta uzman arkadaşıma göre, Kouzumi’nin bu tavrı sayesinde Japonya’daki bazı bankalar Türkiye’deki kamu ve özel sektörle kredi anlaşmaları yapmak istiyor.
Japon kontraktörler ve proje firmaları ile Türkiye’deki yerel belediyeler arasında birçok demiryolu ve tren istasyonu projesi bundan sonra Japon know-how ve finansman desteği ile Japonya’daki gelişmeleri yakından takip eden vizyon sahibi belediyelerimiz arasında gerçekleşebilir. Nihayet mermi trenle yaptığımız yolculuk sonunda vardığımız Hiroşima’da bugün 1 milyon 136 bin kişi yaşıyor. Mazda’nin ana ussu de Hiroşima’da.
Yerleşim yine Nagoya istasyonundaki gibi “Alışveriş Merkezi” konseptine uygun şekilde yapılandırılmış ve tren istasyonları çevresinde şekillenmiş. Hemen hemen bütün dünya markaları, zamanında 80 bin kişinin hayatını kaybettiği ancak şimdilerde Ege sahilindeki balıkçı kasabalarına benzeyen Hiroşima’da karşınıza çıkıveriyor. Starbucks Coffee, Armani bu markalardan göze çarpan birkaçı.
Yerle bir olan şehirlerden Teknolojini son noktasına
nasıl gelindi japonya küllerinden yeniden nasıl dirildi dost bir ülke olarak japonyadan teknoloji ithal etmeliyiz bildiğim kadarıyla Marmaray projeside japonlar tarafından yürütülüyor.
Halen 2.dunya savasindan kalan trenleri kullaniyoruz.
Shinkansen hayranlik duydugum ve yakindan takip ettigim bir teknolojidir. Yeni test edilen shinkansenler saatte 375km hiza ulasabilecek