Hironao Matsutani’yi tanır mısınız? Bilmiyorum. Matsutani, 2006-2008 yılları arasında Japonya’nın İstanbul Başkonsolosu olarak görev yapmış, daha sonra yurduna dönmüş bir devlet adamı. Türkçeyi iyi bilen ve iyi konuşan, Türk ve Japon dilleri arasında bir karşılaştırma yaparak, bunu da “Türk-Japon Dilleri Arasında Bir Karşılaştırma” adlı minik bir buklette, kitapçıkta toplayan Türkçe âşığı, dil meraklısı bir yazar. Kitapçık, 1973 yılında Tipo Neşriyat ve Basımevi adlı bir kuruluşta İstanbul’da basılmış. Kitabı bana, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Ruşen Keleş gönderdi. Sevgili hocam, üstelik de, kendi adına imzalanmış bir kitabı. Ona gerçekten yürekten teşekkür ediyorum.
* * *
Matsutani, kitabında daha çok sözcüklere dayalı bir çalışma yapmış. Ama cümle yapılarının irdelenmesinin; cümle kuruluşlarının zamanla değişim göstermesine karşın yine de yaşamla ilgili ipuçlarını sözcüklerin verdiğini ve kültürün, ananelerin, örf ve âdetlerin oluşumunda bir dilin ve dili konuşanların karakterini çözümleyebilmenin, tanıyabilmenin dil üzerinde yapılacak derinlikli araştırmalarla mümkün olabileceğini belirtmiş. Bunlar onun girişte söylediği, önsözden size aktardıklarım. Ama bizim için ilginç olan, onun saptadıkları.
* * *
Türkçemizin zenginliğiyle ilgili, dilini seven bir yazar olarak pek çok yazı yazmışımdır. Hatta okul söyleşilerimin belli bir bölümünü “sözcük oyunları”na ayırdığımı bütün küçük okurlarım ve öğretmenlerim bilirler. Matsutani, kitabının “Hayvanlarla İlgili Sözcükler” bölümünde dilimizin yalnızca Japoncadan değil dünyanın pek çok dilinden de zengin olduğunu gösteren bir örneğe yer veriyor: Japon dilinde “at” ve “köpek” hariç bütün hayvanların seslerini anlamlandıran sözcükler aynı fiil kullanılarak anlatılırmış.
* * *
Oysa Türk dili bu konuda öylesine zengin ki, İngilizce, Almanca, Fransızca ve İtalyanca gibi dillerde konunun araştırmasını, bu dilleri iyi bilenlere ve bir de kendi dillerini konuşurken dilimizin yetisizliğini bahane ederek araya yabancı dilden sözcükler katanlara bırakıyorum. Türk dilinde her hayvanın kendi dilinde konuşmasıyla (çıkardığı sesle) ilgili anlatım fiili başkadır. Örneğin: At; kişner, köpek; havlar (ürür), kedi; miyavlar, aslan; kükrer, koyun; meler, eşek; anırır, horoz; öter, tavuk; gıdaklar, inek-manda-deve; böğürür, kurbağa; vraklar, karga; gaklar, yılan; tıslar, keçi; be’ler, kurt; ulur… Matsutani’nin eksiklerini ben tamamladım, benim bulamadıklarımı da siz bulun.
* * *
“Türk milleti denizci değildir,” denir. Matsutani, Sıtkı Üner’in Milliyet Yayınları arasından çıkan “Balık” kitabını kaynak alarak şöyle diyor: “Türkiye, çevresi denizlerle çevrili bir ülkedir. Japonya kadar olmasa da, Türkiye’de profesyonel ve amatör balıkçılık vardır. Türk dilinde bu konudaki sözcük zenginliği oldukça çarpıcıdır. Örneğin, bir cins balığın, günlük yaşamda küçüğüne palamut, büyüğüne de torik denir. Oysa Türkçede öteki hayvanlarda olduğu gibi yavrudan yetişkin oluncaya kadar geçen süreç içinde balıklar boyuna ve ağırlıklarına göre adlandırılır.”
* * *
Palamut diye bildiğimiz balığın en küçüğüne vanoz ya da gaco deniyor. Hemen sonrasında boyu 10-25 cm arasına çingene palamutu, 30-35 cm palamut, 40-45 cm kestane palamutu, 50-55 cm zindandelen, 55-60 cm torik, 60-65 cm sivri, 65 cm üstü altıparmak, 75 ve daha fazlasına da peçuta. Lüfer içinse sıralama şöyle: 10 cm defne yaprağı, 15 cm’ye kadar çinekop, 20 cm sarı kanat, 21-29 cm arası lüfer, 30 cm’den büyük olanına da kofana.
* * *
Okul söyleşilerimde tavukları sıralarken çocuklara, onların gelişim süreçlerini anlatabilmek için sahneye yedi öğrenci çıkarır, salonu sınavdan geçirir, onlar bulamayınca da öğrencileri ben isimlendiririm: “Yumurta, civciv, piliç, yarka, tavuk, kart tavuk.” Yedinci öğrencinin de horozu simgelediğini; tavuğun dişi, horozun da erkek olduğunu ve yumurtlamadığını, söylerim. Bu zenginlik Matsutani’nin de dikkatini çekmiş; koyun ve koçtan yola çıkarak “manya, kuzu, toklu, şişek” sözcüklerini bulmuş. O yazmamış ama, biz inekle ilgili olanları yazalım: İnek (dişi), öküz-boğa (erkek), dana, düve, buzağı, tosun… Sıralamasını ve eksiklerini siz bulun.
* * *
Önümüzdeki hafta, dilimizin birçok dünya dilinde ve Japoncada olmayan aile ve akrabalık sözcüklerini yazacağım.
Kaynak: Yalvaç Ural(Milliyet)